İstanbul’un kalabalık sokaklarında bir adam, kendi kendine bir görev biçmiş durumda. 17 yıldır her gün dükkanlardan, restoranlardan, kafelerden ve çöplüklerden ekmek kırıntısı toplayarak hayatını sürdüren bu adam, herkesin dikkatini çekmeyi başardı. “Allah rızası için bu işi yapıyorum” diyen 55 yaşındaki Ahmet Bey, sıradan bir iş olarak görülen bu faaliyetle hem insanların gözünde değersizleşen ekmekleri kurtarıyor hem de birçok hayvana hayat kaynağı olmanın peşinde koşuyor. Peki, Ahmet Bey’in bu azmi ve motivasyonu nereden geliyor? İşte, 17 yıldır süren bu içten hikayenin detayları.
Ahmet Bey, 60’lı yılların çalkantılarından etkilenen bir ailede doğmuş. Gençliğinde birçok işte çalışmış, ancak hep bir şeyler eksik kalmış. Hayatında hep bir hedef arayışında olan Ahmet Bey, 17 yıl önce fark etti ki, sokakta yerle bir olmuş ekmek parçaları hem israfın bir simgesi hem de aç hayvanlar için bir fırsattı. İlk başta sıradan bir yardımsever olarak başlamış bu işe, ancak zamanla bu faaliyet onun hayatının merkezine oturmuş.
Bağışların kıt olduğu ve insanların ekmek israfına alıştığı bir toplumda, Ahmet Bey’in bu çabaları dikkat çekici oldu. Ekmek kırıntılarını toplarken, bir taraftan da birçok hayvanın beslenmesine yardımcı olduğunu fark etti. Sokak hayvanlarının zor günler geçirdiği bu dönemde, onların yuvalarına ekmek parçalarını bırakmak Ahmet Bey’in en büyük tutkusu haline geldi. “İnsanların dikkat etmediği, ama benim için çok değerli olan bir görev yürütüyorum.” diyor.
Ahmet Bey, sadece hayvanları beslemekle kalmıyor; aynı zamanda toplumda ekmek israfı hakkında farkındalık da yaratmaya çalışıyor. Ekmek, yoksulluk ve açlık ile ilgili çok değerli bir sembol olduğu için, Ahmet Bey insanların bu konu üzerinde düşünmelerini sağlamak istiyor. İnovatif bir kampanya başlatmak için çeşitli sosyal medyalarda ve yerel basında sesini duyurmaya çalışıyor. “Ekmek, bereket ve açlığın simgesidir. İhtiyacımız olmayabilir ama başkalarında bu çok değerli.” diyerek, herkesi bu konudaki duyarlılıklarını artırmaya davet ediyor.
Ahmet Bey’in bu çabası, sadece maddi yardımla sınırlı olamıyor. Aynı zamanda insanlara hayatın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. “İnsanlar ekmeği çöpe atarken, onun ardında yatan emeği, alın terini düşünmüyor.” diyerek bu durumun ciddiyetini vurguluyor. Görevi içselleştiren Ahmet Bey, insanlara ekmeğin sembolizmi üzerine sohbetler açıyor, bilinçlenmelerini sağlıyor.
Son zamanlarda çevresindeki insanların, özellikle öğrencilerin bu konuda bilinçlenmesi için seminerler düzenlemeye başladı. İlk başta çok sayıda insan bu konuda dalga geçmiş olsa da, zamanla Ahmet Bey’in çabaları karşılık buldu. Okullarda düzenlediği etkinliklerle birçok gencin bu konuya daha duyarlı hale gelmesini sağladı.
Ahmet Bey’in yürüttüğü bu proje, toplumsal bir değişimin tohumlarını atmaya başladı. Ekonomik durumu zayıf olan ailelere ekmek dağıtımına da destek vermeye başladı. Hedefi, toplumda açlık ve israf arasındaki ilişkiyi çözmek, insanları bu konuda düşünmeye itmek ve bir fark yaratmaktı. Bu uğurda her gün sokakları dolaşmaya devam ediyor ve ekmek parçalarını topluyor.
Ahmet Bey, bu çalışmaları yaparken kendisine en büyük yardımcı olan şeyin inancı olduğunu ifade ediyor. “Dinimden güç alıyorum. Allah rızası için bu işin peşindeyim. İyilik yapmak, sadece kendi mutluluğumu değil, başkalarının da hayatını güzelleştiriyor.” diyerek, bu çabanın manevi boyutunu öne çıkarıyor.
Ekmek kırıntılarının nasıl bir değişime yol açtığını gören Ahmet Bey, artık daha büyük hedefler peşinde. Nasıl daha fazla hayvana yardım edebileceğini, insanları nasıl daha iyi bilgilendirebileceğini düşünmeye başladı. “Yola çıktığımdan beri her şey my gözümde büyüdü. Başlarken bilmediğim birçok şey öğrendim.” diyerek, bu yolculukta öğrendiği dersleri ve kazandığı dostlukları paylaşıyor.
Sonuç olarak, Ahmet Bey’in hikayesi sadece ekmek kırıntıları toplamakla sınırlı değil. O, aynı zamanda insanları düşünmeye, yardımlaşmaya ve israfın önüne geçmeye teşvik eden bir sembol haline gelmiş durumda. Geçmişin izlerini taşıyan bu adam, gelecekte daha büyük projelere imza atmayı hedefliyor. “Umuyorum ki, herkesin içinde bir Ahmet Bey olmalı; yardımseverlik ve duyarlılık, toplumun en büyük güç kaynağıdır.” diyerek, hayata olan inancını her zaman koruyarak sevgi dolu bir gelecek için mücadele etmeye devam edecek.