67 yaşındaki emekli cerrah, sağlık alanında uzun yıllar boyunca hizmet vermiş bir uzman olarak, kalp krizi geçirdiğinde hayatının ne denli tehlikeye girdiğini deneyimledi. Doktor olan bu kişi, yıllarca tıbbi bilgi birikimiyle hastalarına sağlık önerilerinde bulunmuş ve şifa dağıtmış bir bireydir. Ancak, kendisi de insanoğlunun yaşama karşı zaaflarının ve dikkatsizliklerinin kurbanı olabileceğini ıskalayamadı. Kalp krizi, gündelik hayatın bir parçası olarak karşımıza çıkabilir ve bu durum bireylerin sağlıklı yaşamlarını tehdit edebilir.
Kelime dağarcığındaki bilgi ve deneyimlerinin O'nu koruyacağını düşünen bu cerrah, yaşamında iki belirgin signalin göz ardı edilmesini bir hata olarak gördüğünü ifade etti. İlk belirti, göğsünde hissettiği hafif bir ağrıydı. Bu ağrıyı bir yaşlanma belirtisi olarak yorumlayan doktor, iş yoğunluğunun getirdiği stres ve yorgunlukla ilişkilendirdi. İkinci belirti ise, zaman zaman yaşadığı nefes darlığıydı; ancak, bunun da sadece bir anlık durum geçişi olarak değerlendirilip geçiştirildi. Ne yazık ki, bu belirtiler, ileride daha büyük bir sorunun habercisi olabileceğini göz önünden kaçırmasına neden oldu.
Kalp krizi, yalnızca yaşlı bireylerde değil, stres, beslenme düzeni gibi sebeplerle genç yaşlarda da meydana gelebilen ciddi bir sağlık sorunudur. Emekli cerrah, “Mesele yalnızca yaşlanmak değil, aynı zamanda bu süreçte vücudumuzu dinlemek ve gereken önlemleri almakla alakalı. Sağlığınızı fırsat olmadan önemseyin." diyerek sağlık konusunda zamanında önlem almanın ehemmiyetine dikkat çekti.
Kendini iyi hissetmeyen cerrah, bir gün iş yerindeyken beklenmedik bir şekilde çok daha yoğun bir göğüs ağrısı hissetti. Kendisi açısından gerekli olan müdahaleleri tanımaya ve zamanında yapmaya dikkat eden bir uzman olmasına rağmen, bu sefer hissettiği yoğun acı ve nefes darlığı ile birlikte hastaneye başvurmanın zorunlu hale geldiğini anladı. Hastaneye vardığında, hızlıca gerekli testler yapıldı ve kendisine hemen müdahale edildi. Bu süreç cerrahın, her şeyin tıbbi bilgi ve deneyimden daha fazla, kişisel bir bakış açısı ile de desteklenmesi gerektiği gerçeğini tekrar hatırlattı.
Kalp krizine karşı alınacak önlemleri kendi deneyimiyle daha da güçlendiren cerrah, sağlıklı yaşam tarzına geçmenin, düzenli beslenmenin ve egzersiz yapmanın ne denli önemli olduğunu vurguladı. Özellikle kalp hastalıkları riskinin azaltılabilmesi için bireylerin, stresten uzak durması ve düzenli bir uyku alışkanlığı edinmesi gerektiğinin altını çizdi. Kalp krizi sürecini deneyimleyen cerrah, “Kendime sık sık ‘Bir kereden bir şey olmaz’ dedim ama bu süreç benim için bir öğretici oldu." dedi.
Güçlü bir farkındalıkla, sağlık problemlerine karşı zamanında müdahale edilmesi gerektiğini kavradı. Artık daha fazla danışmanlık ve rehberlik yaparak, bilinçlendirme çalışmalarında yer almayı hedefliyor. Özellikle, bireylerin öz bakımına ve sağlıklarına olan duyarlılıklarının artması gerektiğine inanan emekli cerrah, bu bağlamda her bireyin kendi eliyle sağlığını koruması gerektiğini ifade ediyor.
Son olarak, emekli cerrah, “Keşke görmezden gelmeseydim." ifadesiyle duygularını dile getirirken, aynı zamanda başkalarını da bu tür deneyimler yaşamadan önce dikkatli olmaya teşvik ediyor. Bu vesileyle, tüm bireylerin sağlığına gereken önemi vermesini ve ani süreçlerin yaşamda yaratabileceği değişimlerin ne denli kritik olabileceğini hatırlatıyor. Unutulmamalıdır ki, sağlık, bireyler için en önemli varlıktır ve buna sahip çıkmak, her bireyin sorumluluğudur.