Son yıllarda hac organizasyonları, dini bir deneyimden öte vatandaşlar arasında ilgi ve tartışmalara sebep olmaya başladı. Özellikle 2023 yılı itibarıyla, hac ibadeti yapmak için Suudi Arabistan'a giden insanların sayısı artış gösterdi. Ancak, 75 binden fazla kişi "izinsiz hac" gerekçesiyle geri gönderildi. Bu durum, Türkiye'deki hac kayıt sisteminin yetersizliklerine ve hac öncesi organizasyonların zayıflığına dair eleştirileri beraberinde getirdi.
Her yıl, hac ibadetini yerine getirmek üzere Suudi Arabistan'a giden milyonlarca Müslüman, çeşitli ülkelerden akın etmektedir. Ancak, Suudi Arabistan'daki hac yetkilileri belirli kurallar ve düzenlemeler çerçevesinde bu hacıları kabul etmektedir. İzin belgesine sahip olmayan ya da kayıtlı hacı olmadan bu kutsal topraklara giden kişiler "izinsiz hac" adı altında geri gönderilir. 2023 yılında yaşanan olay, bu kuralların ne denli sıkı olduğunu gözler önüne serdi. Türkiye'den giden 75 binden fazla kişi, hac sırasında yapılan denetimlerle ülkesine geri gönderildi. Bu durum, Allah’ın evine en azından bir kez gitmek isteyenlerin hayallerinin suya düşmesine neden oldu.
Türkiye'de hac ibadetini gerçekleştirmek isteyenlerin, öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen kurallara uyması gerekmektedir. Her yıl hac için ayrılan kontenjanlar ve başvuru süreçleri, özellikle yükselen talep karşısında sıkça eleştirilmektedir. Diyanet, Hac için yapılan yıllık kayıtları alırken, kuraya tabi tutuyor ve yalnızca belirli sayıda kişiyi kabul ediyor. Ancak, 2023 yılı itibarıyla kayıtlı olmayan ve belirlenen yollarla hacca gitmeyen 75 binden fazla kişinin geri gönderilmesi, sistemdeki eksiklikleri ve belirsizlikleri gözler önüne serdi.
Birçok kişi, hac sürecinin karmaşık ve uzun olmasından dolayı isteğini zamanında ifade edemediğini belirtirken, geri gönderilenlerin büyük bir kısmı tüm birikimini bu ibadet için harcayarak yola çıkmıştı. Suudi Arabistan'ın kuralları gereği, kayıtlı olan hacıların öncelikli olarak kabul edildiği bu süreçte, izinsiz gitmenin getirdiği sonuçlar çok ağır oldu. Geri gönderilenlerin bir kısmı, yaşadıkları hayal kırıklığıyla birlikte, tecrübeleri ve masrafları konusunda da büyük bir kayba uğradı.
Durumun bu kadar ciddi hale gelmesi, hac konusundaki bilincin artırılması gerektiğini ve gerekli bilgilendirmelerin yapılmadığını gösteriyor. Hac kural ve düzenlemelerine dair daha iyi bir eğitim ve bilgilendirme sürecinin başlatılması gerektiği aşikar. İnsanların bu kutsal yolculuk için doğru ve güvenilir bilgilerle hareket etmesi, hem hacı adaylarının hem de yetkililerin sorumluluğudur. Hac organizasyonları, konuyla ilgili adımlar atmadığı sürece bu gibi sorunların devam edeceği öngörülmektedir.
Bu olayın ardından, Türkiye'deki hac için düzenlenen organizasyonların yeniden gözden geçirilmesi gerektiği ve kayıt sisteminin daha etkili hale getirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Hac ibadeti, sadece bireysel bir deneyim değil, aynı zamanda bir toplumsal ve kültürel bir olgudur. İnsanların bu konudaki haklarını ve beklentilerini doğru bir biçimde anlayabilmeleri için, kamuoyunda bu konuda daha fazla bilgi paylaşılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.
Sonuç olarak, 75 bin kişilik bu geri gönderim haberi, hac programındaki sistemin işleyişi, katılımcıların bilgilendirilmesi ve organizasyonların etkinliği üzerine ciddi bir uyarı niteliği taşımaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ve diğer yetkililerce bu konunun acilen ele alınması ve çözüme kavuşturulması, hem bireylerin hac ibadetini gerçekleştirme şansını artıracak hem de gelecekte benzer durumların yaşanmamasına katkı sağlayacaktır.